Kimyasal gebelik hamileliğin ilk 5 haftasında meydana gelen düşüklere denir. Embriyo oluşarak rahim içi zara tutunabilir. Ancak daha sonra gelişmesini durdurarak düşük şeklinde sonlanır. Kimyasal gebelik sonucu meydana gelen düşükler çoğu kadın tarafından fark edilmez.
Ancak bebek sahibi olmak isteyen çiftlerin birden fazla kimyasal gebelik yaşaması can sıkıcı bir durumdur. Anne adayını stres altına sokar. Bir kadının kimyasal gebelik yaşaması normal gebe kalamayacağı anlamına gelmez. Kimyasal gebelik yaşayan kadınların çoğu sonradan normal bir gebelik süreci geçirmektedir.
Kimyasal gebelikler toplumda oldukça yaygındır. Ancak çoğu fark edilmeden sonlanır. Tüm gebeliklerin %25’i gebeliğin ilk yarısında sona erer. Bu düşüklerin %80’i erken haftalarda gerçekleşir.
Kimyasal gebelikte kanda Beta-hCG hormonu pozitiftir. Ancak günler ilerledikçe Beta-hCG hormonunun artması gerekirken düşme eğilimi gösterir. Çünkü gebeliğin gelişimi sonlanmıştır.
Kimyasal gebelik sürecindeki bir embriyonun gelişimini neden devam ettirmediği tam olarak bilinmemektedir. Ancak embriyonun genetik yapısındaki önemli bir sorunun buna neden olabileceği düşünülür. Embriyonun gelişim, büyüme ya da rahme tutunma sürecindeki herhangi bir sorun kimyasal gebeliğe yol açabilir.
Sonuç olarak kanda gebelik hormonu düşer ve hamilelik testi önce pozitif sonra negatif çıkar.
Kadınların çoğu yaşadıkları bir kimyasal gebeliği fark edemeyebilir. Ancak kimyasal bir gebelik için bazı işaretler vardır. Kimyasal gebelik belirtileri şunlardır:
Kimyasal gebelik yaşamamak için yapılabilecek bir şey ya da alınabilecek bir önlem yoktur. Yaşamın normal bir sürecinde kimyasal gebelik oluşabilir. Sonrasında normal bir gebelik dönemi yaşanabilir. Kimyasal gebelik hamile kalmayı düşünen bir kadın için oldukça can sıkıcı ve üzücü olabilir. Ancak böyle bir olay yaşanması tekrar hamile kalınmayacağı anlamına gelmez.
Kimyasal gebelik yaşayanların önemli bir kısmını tüp bebek tedavisi ile gebe kalan bayanlar oluşturmaktadır. Tüp bebek yoluyla hamile kalmaya çalışan bir kadının kimyasal bir gebeliği fark etmesi daha olasıdır. Çünkü bu gebelikler doktor tarafından yakından takip edilir.
Kimyasal gebelik için bazı risk faktörleri bulunmaktadır. Bunlar;
Kimyasal bir gebeliğe bağlı kanama genellikle önce lekelenme şeklinde başlar. Daha sonra normal adet sancısına göre daha belirgin rahim kasılmaları ve sancıları olur. Sonrasında biraz daha yoğun, parçalı ve pıhtılı bir kanama ile sonlanır. Ancak bu durum herkeste aynı olmayabilir. Kanama miktarı kişiler arasında değişebilir.
Kimyasal gebelikler kendiliğinden düşükle sonlanmaktadır. Bu nedenle herhangi bir tedavi ya da müdahaleye ihtiyaç duyulmaz. Gebelik henüz çok erken aşamada kaybedildiğinden kürtaj gibi bir rahim tahliyesi uygulanmaz. Ancak kimyasal gebeliğin tekrar etmesi ve adet düzenini etkilemesi durumunda bir jinekolog hekim tarafından kontrol edilmesi uygun olacaktır.
Bu gebelik şekline kimyasal gebelik denmesinin nedeni kanda Beta-hCG hormonunun yükselmesi ancak hamileliğe ait başka belirti ve bulgunun olmamasıdır. Çünkü bu haftada gebelik ultrason ile fark edilmeyebilir. Embriyo gelişimini durdurduğunda ve düşük olduğunda kanda Beta-hCG seviyesi düşmeye başlar.
Normal bir gebelikte kanda gebelik hormonu yükselir. 5 haftadan sonra ise gebelik kesesi ultrason ile görülebilir. 6 ve 7. haftalarda fetüsün kalp sesleri ultrasonda görülür.
Kimyasal gebelik 5 haftadan kısa süren hamileliklerdir. Genellikle adetin 1 hafta gecikmesi, kanda gebelik testinin pozitif çıkması ve hamileliğin devam etmemesi ile tanı konur. Sorun genellikle embriyonun DNA’sında gelişimini engelleyen bir problemden kaynaklanır. Kimyasal bir gebeliği önlemenin bir yolu bulunmamaktadır.